THE RUNWAY(PıST)
ırlandalı genç yönetmen Ian Power’ın ilk uzun metraj çalışması olan film gerçek olaylardan esinle kurgulandı. Dokuz yaşındaki Paco Thomas babasını özlemektedir. Bir gece geç saatlerde Kolombiyalı bir pilot, uçağıyla kasabanın dışındaki ormana zorunlu iniş yapar. Pilotun kaderine karar vermek için toplanan kasaba halkı, kasabada ıspanyolca bilen tek kişi olan Paco’yu yardıma çağırır. Paco, kasaba halkını Kolombiyalı arkadaşına yardım etmeye ikna eder.
BLACK OCEAN
(KARA OKYANUS)
César ödülü adaylığı, Gümüş Aslan ödülü ve Cannes Ekümenik Jüri Ödülü sahibi usta yönetmen Marion Hänsel’in imzasını taşıyan film, Hubert Mingarelli’nin iki kısa öyküsünden uyarlandı. 1972 yılında, üç genç, aldıkları riskten ve gezegene yönelmiş tehditten habersiz, Pasifik’teki Mururoa’da yapılacak nükleer denemelere katılmak üzere Fransız donanmasına ait bir gemiye binerler. ‘Kara Okyanus’ denizcilerin arasındaki ilişkiler hakkında acı bir öykü anlatıyor.
SEX & DRUGS & ROCK’N ROLL (SEKS, UYUşTURUCU VE ROCK’N ROLL)
Altın Ayı ödülü sahibi ünlü yönetmen Mat Whitecross’un imzasını taşıyan film, BAFTA ve Londra Eleştirmenler Birliği Film Ödüllerine aday gösterildi. Punk efsanesi Ian Dury’yi Emmy ve Altın Küre adayı oyuncu Andy Serkis’in canlandırdığı filmin öyküsü, Ian Dury’nin kuvvetten düşüren çocuk felci hastalığıyla olan kişisel savaşından sonra şöhrete adım atışını ve şöhretinin ilişkileri üzerindeki etkisini beyazperdeye taşıyor.
LONDON BOULEVARD
(LONDRA BULVARI)
‘Köstebek’ ve ‘Cennetin Krallığı’nın Oscar ödüllü senaristi William Monahan’ın yazıp yönettiği film, suç dünyasının derinliklerinden, hırs ve şöhretin karanlık yüzünden ve tutkuların bedelinden dem vuran sisli öyküsünde zor bir aşkın iki ucunu canlandırıyor. Filmde Keira Knightley ve Colin Farrell gibi isimler rol alıyor. Hapisten yeni çıkmış, toplumdan uzak yaşayan ve kendini korkunç bir gangsterle karşı karşıya bulan Mitchell’ın öyküsü.
HAPPY FEW (MUTLU AZINLIK)
‘Soğuk Duş’un yönetmeni Antony Cordier’in Venedik Film Festivali yarışma bölümünde seyirci karşısına çıkan filmi, açıklık ve eğlence arzusuyla başlayan ve yakıcı duyguların hakimiyetine giren devrimci bir medeni hal denemesinin öyküsünü beyaz perdeye taşıyor. Bir takı dükkanında tanışan Rachel ve Vincent, eşleriye birlikte bir akşam yemeği ayarlarlar. Çiftler, kuraları belirlenmemiş bir eş değiştirme programı uygularlar. Ne var ki kıskançlık ve acımasızlık hemen devreye girer.
ILLEGAL(YASADIşI)
Belçikalı dahi yönetmen Olivier Masset-Depasse’in son yapıtı, katıldığı festivallerden sayısız ödülle dönen ve Oscar Ödülleri’nde Belçika’yı temsil etmek üzere seçilen ‘Yasadışı’, günümüzde pek çok ülkenin gündeminde olan bir sorunu, göçmenlere yapılan haksız uygulamaları, beyaz perdeye taşıyor ve sistemin ‘yasadışı’lığından dem vuruyor.
127 HOURS (127 SAAT)
‘Trainspotting’, ‘Milyoner’ ve ‘28 Gün Sonra’ gibi unutulmaz filmlerin Oscar ödüllü usta yönetmeni Danny Boyle’un merakla beklenen son filmi kaya tırmanıcısı Aron Ralston’un yaşanmış öyküsünü beyazperdeye taşıyor. Danny Boyle’un eşsiz gerilim yaratma gücüyle, seyircisini ilk dakikadan öyküsünün içine çeken ve finaline dek heyecandan taviz vermeyen filmin başrolünde James Franco yer alıyor.
LOVE AND OTHER DRUGS (AşK SARHOşU)
‘Son Samuray’, ‘Kanlı Elmas’ ve ‘ıhtiras Rüzgarları’nın yönetmeni Edward Zwick’ten başrollerini Oscar adayı oyuncular Jake Gyllenhaal ve Anne Hathaway’in paylaştığı, sıradışı ve derinden etkileyici bir romantik komedi... ‘Aşk Sarhoşu’nda, özgürlüğüne düşkün, hayatında kimseye ve hiçbirşeye bağlanmak istemeyen Maggie, kadınlar üzerindeki gücünü işi için kullanmaktan çekinmeyen Jamie ile tanışıyor ve hayatının sınavına adım atıyor.
BLUE VALENTINE (AşK VE KÜLLER)
Başrollerini Ryan Gosling ve Michelle Williams’ın paylaştığı, Sundace Film Festivali Büyük Jüri Ödüllü film, parçalanan bir evliliğin portresini sunuyor. Evliliklerini kurtarma umuduyla kaçamak yapıp bir otele zaman geçirmeye karar veren Dean ve Cindy’yi, tanıştıkları, birbirlerine aşık oldukları, yaşam ve umut dolu oldukları geçmişte izliyoruz. Altın Küre adayı filmin yönetmeni Derek Cianfrance.
BIBLIOTHÈQUE PASCAL (BıBLıYOTEK PASCAL)
Macaristan’ın Oscar adayı olan filmin yönetmenlik koltuğunda Szabolcs Hajdu yer alıyor. Mona, üç yaşındaki kızını, her ay para yollamayı taahhüt ettiği falcı kadın Rodica’ya emanet edip ülkesinden ayrılır. ıngiltere’de, polis tarafından yasadışı çalışmaktan göz altına alınıncaya dek Bibliyotek Pascal adındaki gece kulübünde çalışır. Bibliyotek Pascal ile tanıştığı dünya, Mona için gitgide daha tehlikeli bir yer haline gelmektedir.
Devamını Gör