KRONİK RAHATSIZLIĞIMIZ: "DARBE"Ülkemizde 1960 yılında gerçekleştirilmiş bir darbeyle bu toprakla sadrazam asan imparatorluktan, başbakan asan cumhuriyete evrildiğini göstermişti. 1960 yılında mevcudiyetini koruyan Demokrat Parti iktidarına karşı bir askeri darbe gerçekleştirildi. Kimilerine göre bu "Devrim" olarak lanse edilse de bildiğimiz bir darbeydi.
27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleştirilen bu darbe sonucunda dönemin 2 bakanı ve başbakanı Adnan Menderes idam edilerek Türkiye Demokrasi tarihine "Demokrasi Şehidi" olarak geçti.
Kronik darbe rahatsızlığı bulunan bu topraklar da askerler rahat duramadı. Dünya çapında yayılan "sosyalist" düşünce akımı devrimci gençleri doğurdu. Ve doğal olarak Türkiye'de ki gençlerde bu çerçeve devrimci-marksist fikirler çerçevesinde örgütlenmeye başladı. Ve büyük kitleler halinde örgütlenmeye başladılar. Ama egemen sistem ve onun kolluk kuvveti olan askeri güçler yine yerinde duramadı. Sırasıyla 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde iki darbe daha yaptı.
12 Mart 1971 tarihinde ki darbenin sonucunda birçok yurttaş ve üniversite öğrencisi işkencecilerin tezgahlarından geçip can verdi. Ve Türkiye 68 Kuşağının 3 simge ismini Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan'ı idam ederek sonuçlandı.
12 Eylül 1980 tarihli darbeyse Türkiye yakın tarihinin en vahim olaylarından biri olarak kayıtlara geçti. Üzerinden 30 yıl gibi bir sürenin geçmiş olmasına rağmen acılarının toplumda hâlâ hissedilmesi bile darbenin ne kadar vahim sonuçlarının olduğunu gözler önüne seriyor. Birçok filme, belgesele ve müzik parçalarıyla anlatılmaya çalışılsa da gizliliğini koruyan ve darbecilerinin Kuşadasın da resim yaptığı bir durum sergileniyor. Darbenin sonucunda; 17 yaşında bir genç idam edildi. Yaklaşık 50 kişi idam edildi, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 171 kişinin işkenceden öldüğü resmi kayıtlarca belirlendi.
Bu gibi birçok acı sonucu olan 12 Eylül darbesi ne yazık ki Türkiye için son darbe olmadı. Kayıtlara "Post Modern" darbe olarak geçen 28 Şubat darbesi sonucunda mevcut hükümet dağıtıldı ve hükümet partilerinden Refah Partisi kapatıldı. Parti yöneticilerinden Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan gibi isimlere siyasi yasak getirildi. İlerleyen zamanlarda 28 Şubat darbesinin hedefinde olan Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve İktidar Partisi olarak görücez.
3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlerin sonucunda yeni kurulmuş olan Adalet ve Kalkınma Partisi kullanılmış oyların büyük bir çoğunluğu alarak tek başına iktidar sahibi oldu. Ve bu dakikadan itibaren 28 Şubat darbesini kaybettiklerini düşünen "cuntacı"lar yine rahat durmamaya başladı. Belirli kıpırtı sesi duyuldu. Kendisini Cumhuriyet Mitingleriyle sivil toplum tepkisi formatıyla maskeleyen yeni stil bir formüldü. Önceleri küçük mitinglerle başlayan bu Cumhuriyetine Sahip Çık mitingleri sonrasında ülkenin 3 büyük kentinde kitlesel gösteriler hazırlamaya başladılar. Önce Ankara Tandoğan Meydanı'nda, sonra İstanbul Çağlayan Meydan'ında ve en son İzmir Gündoğdu Meydanı'nda ortaya çıkan bu kitleler bağımsız gibi gözükse de atılan sloganlar renklerini belli ettiriyordu.
Bunları takiben Ümraniye'de bulunan el bombaları, Danıştay Baskını, Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve Hrant Dink cinayeti gibi birçok olayın ardı ardına gelmesi savcıları kuşkulandırdı. Ve büyük bir soruşturmanın içine girdiler. Ülkenin gündemine bomba gibi düşen geceyarısı baskınları ülkede ilk kez darbe soruşturması yapıldığını meydana çıkardı. Ve Ergenekon isminde bir örgütlenme sözkonusu oldu. Türkiye yakın tarihine derin etkiler bırakan bazı olayların altında Ergenekon denilen bu örgütün parmağı olduğu iddia edildi.
Bunların yanısıra gün geçtikçe Ayışığı, Sarıkız gibi darbe planları medyaya sızmaya başladı. Taraf Gazetesi tarafından yapılan bu başarılı habercilik kimi çevrelerce hoş karşılanmasa da Ordunun içinde yuvalanmış gizli çetelerin ve cunta girişimlerinin birşeyler tasarladığını ortaya koyuyordu.
Son aylarda Kafes ve iki gündür de Balyoz Harekatı isimli darbe planları da cuntacıların boş durmadığını öngörmektedir.
*** Haberlerin detaylarıyla ilgili linkler hemen aşağıdadır...
DARBENİN ADI: BALYOZ! Taraf Gazetesi'nin 20 Ocak 2010 tarihli haberine ulaşmak için tıklayın!200 BİN KİŞİYE TUTUKLAMA! Taraf Gazetesi'nin 21 Ocak 2010 tarihli haberine ulaşmak için tıklayın!CAMİLERİ BU TİMLER BOMBALAYACAKTI! haberine ulaşmak için tıklayın!Barış Engin