4. İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİ

4. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali başlıyor

Bu yıl dördüncüsü düzenlenecek Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, 1–7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul, İzmir ve Ankara'da eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Festival daha sonra geçen yıllarda yılda olduğu gibi Adana’dan Ardahan’a, Bursa’dan Eskişehir’e kent kent süren ve bütün yıla yayılan uzun bir yolculuğa çıkacak.

Festivalle ilgili ayrıntılı bilgi için:
İnternet adresi: http://www.festival.sendika.org/
Tel: 0212 245 82 65
Fax: 0212 245 70 10
E – posta: festival@sendika.org

IV. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali 2 Mayıs 2009 akşam İstanbul Beyoğlu Yeni Melek Gösteri Merkezi’nde yapılan Açılış Gecesi ile başladı. Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı gecenin sunuculuğunu Bennu Yıldırımlar yaparken, Şevval Sam ve Hilmi Yarayıcı şarkılarıyla sahnedeydi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da emekten yana sinema emekçilerine plaket verildi, direnişteki işçiler ve işçi önderleri sahne aldı. Gece 100 Bin Kişiydiler filminin gala gösterimi ile son buldu.

Halkevleri, DİSK Sine-Sen, Dev Sağlık-İş, Birleşik Metal-İş, Türk-İş Hava-İş, Petrol-İş, Türk Tabipler Birliği (TTB), KESK SES ve sitemiz Sendika.Org tarafından düzenlenen IV. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali her yıl olduğu gibi bu yılda 1 Mayıs’tan bir gün sonra düzenlenen açılış gecesi ile başladı. Açılış Gecesi’nin başlama saati (19.30) geldiğinde üç katlı salon hınca hınç dolmuş ve kapıda kuyruk oluşmuştu.

Geceye Taksim 1 Mayıs’ının ve sürmekte olan işçi direnişlerinin coşkusu damgasını vurdu. Sahnede aydınların ve emekçilerin mücadele çağrıları, perdede sınıf mücadelesi, izleyici koltuklarında ise sloganlarıyla geceye coşku katan yumrukları havadan inmeyen bir kalabalık vardı.

Gece Halkevleri Film Atölyesi’nin bir gün önceki Taksim 1 Mayıs’ı görüntüleriyle hazırladığı kısa belgeselle başladı. Taksim Meydanı için verilen dişe diş mücadeleyi perdeye aktaran çalışma büyük beğeni topladı.

Açılış konuşmasını ise TTB Merkez Komitesi Başkanı Gençay Gürsoy yaptı. Gürsoy 4 yıldır sponsorsuz olarak düzenlenen, aynı anda üç kentte yapılan ve bütün etkinliklerinde katılımın ücretsiz olduğu Festival’in bu yönüyle önemli bir başarıya imza attığına değindi. Bir gün önce Türkiye işçi sınıfının 31 yıllık aradan sonra yeniden Taksim’e girmiş olmasının heyecan verici olduğuna değinen Gürsoy, krizin işsizlik gibi etkilerine de dikkat çektikten sonra, işçi sınıfının Türkiye’de ve Dünya’da siyasi ağırlığını koyması gerektiğini söyledi.

İşçi ezgileri sahnede
Daha sonra Şevval Sam ve Hilmi Yarayıcı sahne alarak ezgilerini tüm salonla birlikte söylediler. İlk olarak sahne alan Şam’ın seslendirdiği parçalar içinde, bir de gurbetçi işçi türküsü yer aldı. Daha sonra Hilmi Yarayıcı’yı da sahneye davet eden Şam, Kazım Koyuncu anısına Koyverdin Gittin Beni türküsünü Yarayıcı’yla birlikte söyledi. Gecede gala gösterimi yapılan 100 Bin Kişiydiler filmi ile aynı konuyu, yani Zonguldak maden işçilerinin direnişini anlatan Madenci türküsünü seslendiren Yarayıcı son olarak 1 Mayıs Marşı’nı okudu. 1 Mayıs Marşı’na bütün salon eşlik etti.

Şam ve Yarayıcı’nın dinletisinden sonra Halkevleri Film Atölyesi’nin hazırladığı ve iş cinayetleriyle gündeme gelen tersaneleri konu alan kısa film gösterildi.

Plaketler sinema emekçilerine
Daha sonra plaket törenine geçildi. Halil Ergün’e teşekkür plaketini TTB Merkez Konsey Üyesi Hülya Biriken verdi. Ergün, bireysel kurtuluşun ancak toplumsal kurtuluşla mümkün olduğunu, Yılmaz Güney başta olmak üzere kendi dönemindeki sinema emekçilerinin de bunun için mücadele ettiğini belirterek, yeniden örgütlenme ve mücadele çağrısı yaptı.

Daha sonra Beynelmilel filminin yönetmeni Sırrı Süreyya Önder sahneye davet edildi. Önder’e teşekkür plaketini Şükran Soner verdi. Önder, darbelerin en çok emekçilere zararı dokunduğunu belirterek, Beynelmilel filminde 12 Eylül darbesini müzik emekçileri (gevendeler) üzerinden anlatmaya çalışmalarının bundan kaynaklandığını söyledi. "Bir ülkede bir insanın değerinin ne olduğunu anlamak istiyorsanız, eşitlik, özgürlük ve sendika diyerek egemenlerin yüzlerine bakacaksınız. Egemenler bu üç şeyi duyduklarında analarının dostunu görmüş gibi olurlar" diyen Önder, İşçi Filmleri Festivali’nin de bu ülkedeki en güzel isme sahip festival olduğunu, sponsorsuz ve dayanışmayla düzenlenen bu Festival’in ruhunun geleceği inşa edeceğini söyledi.

32 yıl önce 1 Mayıs mahallesinde verilen gecekonudu direnişini anlatan 2 Eylül Direnişi adlı belgesel filmin yanı sıra dünya çapında pek çok işçi mücadelesini perdeye taşıyan filmler üretmeye devam eden Festival davetlisi yönetmen İshak Işıtan da çiçeği Sonbahar filminin yönetmeni Özcan Alper'den aldı. Işıtan, Festival’e Brukmanlı Kadınlar filmiyle katılıyor.

Gecede gelenek olduğu üzere bir de set işçisine plaket verildi. Set işçisi Ayşegül Gökçe plaketini Yönetmen Yüksel Aksu'dan aldı.

Sahne emekçilerin
Plaket töreninin ardından sahneye direnişteki işçiler çıktı. ATV-Sabah, Sinter, DESA ve Meha işçilerinin sahneye çıkışıyla salon dakikalarda kopan alkış tufanı ve sloganlarla yankılandı. Oyuncu Erkan Can sahneye gelerek direnişteki işçilere çiçek verdi ve “Yaşasın dünya emekçilerinin mücadelesi” dedi.

İşçiler adına DESA deri fabrikasında sendika hakkı için 1 yıldır tek başına direnişini sürdüren Emine Arslan söz aldı. İşçilerin örgütlenmekten başka çaresinin olmadığını söyleyen Arslan, “Tüm işçilerin tek silahı direniştir. Yolumuz direnmekten geçiyor” dedi. Aslan, kendisine sunulan çiçeği de tüm direnen işçi ve emekçiler adına aldığını söyledi. ATV-Sabah grevcileri de, direnişlerinin yaklaşık 3 aydır sürdüğüne dikkat çekerek, “Biz aslında kısa metrajlı bir film çekmeyi planlıyorduk, ancak desteklerle birlikte artık projemiz uzun metrajlı bir projedir” dedi.

İran rejiminin emekçilere ve emekten yana aydınlara yönelik baskıları nedeniyle Türkiye’ye gelemeyen İranlı Yönetmen Bahman Gobadi de, geceye bir görüntülü mesajla katıldı.

Festival’in açılış filmi “100 Bin Kişiydiler”in yönetmeni Metin Kaya ise ödülünü Dev Maden Sen Genel Başkanı Çetin Uygur’dan aldı. Kaya, filminin konusu olan Zonguldak direnişini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını söyledi. Çetin Uygur da bir konuşma yaparak, kapitalizmin derinleşen krizinin emekçiler üzerindeki yıkımına değindi. Emekçilerin yüz yüze olduğu işsizlik sorununa dikkat çeken Uygur, Taksim 1 Mayıs’ında omuz omuza sergilenen mücadele ve örgütlenme azminin, önümüzdeki dönemde bir kamulaştırma mücadelesine aktarılması gerektiğini belirtti. 1970’lere Yeni Çeltek gibi büyük madenci direnişlerine öncülük eden Uygur, “100 Bin Kişiydiler” filminin Maden işçilerinin ayağa kalkışlarını ve güçlerini fark edişlerini anlattığını söyledi.

Gece 100 Bin Kişiydiler filminin gösterimiyle son buldu.

Ankara
Ankara’da ise 3 Mayıs günü saat 13.00'de Ekin Sanat Merkezi'nde düzenlenen galada, '100 Bin Kişiydiler' filminin gösterimi öncesinde filmin yönetmeni Metin KAYA, müziklerini yapan Ahmet Özer, Dev-Maden Sen Genel Başkanı Çetin Uygur ve Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet TORUN ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide Zonguldak direnişinin bir ‘madenci grevi’ değil ‘kent grevi’ oluşuna dikkat çekildi.

Sendika.Org